Fotoğrafım
Türkiye
BAŞIMLA GÖNLÜMÜ EDEMEDİM EŞ BİRİ YÜZ YAŞINDA BİRİ YİRMİBEŞ -SİYAH ZAMBAK-

13 Aralık 2010 Pazartesi

Osmanlı Tarihi

          OSMANLIDA EDEP 2
Osmanlı zamanında  sadaka taşları vardı ve  ihtiyacı olan sadaka taşının üzerindeki keseden,  yabancı elçilerin de şaşkın şehadetleriyle, sadece ihtiyacı kadarını alırdı. Aynı şey yolların üstünde bulunan vakıflar tarafından kurulan konaklarda da uygulanır, yolcu eğer ihtiyacı varsa yatağının başucundaki keseden ihtiyacı kadar alabilirdi.

Eskiden “Kapıyı kapat!” demezlerdi. (c.c.) kimsenin kapısını kapatmasın diye düşünülürdü, “Kapıyı ört ya da sırla” denilirdi. Kapının kapanmadan yavaşça, çarpmadan kapatılması edebdendi.
“Lambayı söndür” demezlerdi, (c.c.) kimsenin ışığını söndürmesin, “Lambayı dinlerdir” derlerdi. Lamba yakılmadan, uyandırılırdı. Uyuyan bir kimseyi uyandırmak için sarsmadan veya adı ile çağırilmadan uyandırılırdı. “Agah ol erenler” derlerdi. 

Nezaket, incelik, edeb her işin başında imiş de ondan, Ona eren uyanık olurdu. İnsanların sözü kesilmez, işaret ve işmar edilmez, fısıltılar, gizli konuşmalar hiç hoş karşılanmazdı.

Hanımlar beylerine “Efendi”  ve “siz” derlerdi . Hanımefendiliklerini gösterirlerdi. Gezerken yere yumuşak basıp ses çıkarmamaya özen gösterirlerdi. Yerdeki haşerata basmamaya özen gösterdiği için, adı “Karınca basmaz Efendiye” çıkankimseler vardı.
Kapıdan çıkarken arkasını dönmemek, geri geri çıkmak edebdendi. Kapı eşiğindeki ayakkabılar, dışarıya doğru değil, içeriye doğru çevrilirdi. “Git bir daha gelme!” der gibi değil de “gitsen de ayağının yönü buraya dönük olsun” der gibi dizilirdi....

Osmanlı hayatı o kadar nurani, o kadar temiz, o kadar manâlı yaşardı.

                                        selam ve dua ile...

1 yorum:

Ramazan Tanyel dedi ki...

osmanlıdaki yaşam bambaşka .. bakıyorumda biz de eseri bile kalmamış.. nasıl vereceğiz mübareklerin hakkını..
http://parakopar.blogspot.com/

Yorum Gönder