İman nimetinin bizden gitmemesi için şükür gereklidir. Bu şükür, iki biçimde olur:
1- Bu nimete kavuşmuş olan Müslümanları Allah rızası için çok sevmek ve gayri müslimleri yine Allah rızası için sevmemektir. Bu hubb-i fillah vel buğd-i fillahdır. Mücadele suresinin son âyetinde, iman nimetine şükretmek için, müminlerin birbirlerini çok sevmeleri, kâfirleri ise, kendi ana babaları, kardeşleri, çocukları bile olsa sevmemeleri gerektiği bize açık bir şekilde bildiriliyor.
2- Bu doğru imanı, doğru din meselelerini, Allahü Teâlânın diğer kullarına ulaştırmak için çalışmaktır. Buna da emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker denir. Bunun en kolay, en uygun ve en risksiz yolu, doğru kitaplardan vermektir.
Bize kadar gelen emaneti bizden sonra gelenlere, Allah rızası için aktarmaya çalışmaktır. Yoksa ahirette Allahü teâlâ, (Ey kulum, senin kurtulman için, yüz binlerce kulum kendini feda etti. Kale kapılarında, surların önlerinde, meydanlarda, savaşlarda, her yerde; canlarını, kanlarını, mallarını feda ettiler. Peki sen ne yaptın?) dediği zaman, nasıl cevap vereceğiz?
Nimet ne kadar yüceyse, onun getirdiği mesuliyet de o kadar yücedir. Rabbimizin huzuruna kul hakkıyla gitmemeliyiz. İşte kul haklarından birisi de budur. Sözümüzün geçtiği insanlara dinimizi kibarca öğretmeye çalışmalıyız.
Allahü teâlânın bir kulu daha yanmaktan kurtulsun diye uğraşmalıyız. Bugün ben Allah için ne yaptım, bugün ben dini yaymak için yapılan hizmetlere ne kazandırdım? Bunları her gün, her saat kendimize sormalıyız.
Hazret-i Ömer her gün kendine, (Yâ Ömer, bugün Allah için ne yaptın?) diye sorarmış. Nefsimiz için yapılanlar çok da, Allah için ne yaptık, asıl bunun üzerinde durmak gerekir. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kıyamette herkes, şu dört suale cevap vermedikçe hesaptan kurtulamaz:
1- Malını nereden, nasıl kazandı, nereye harcadı?
2- İlmiyle nasıl amel etti?
3- Ömrünü nasıl geçirdi?
4- Bedenini nerede yordu, hırpaladı?)
(Kıyamette herkes, şu dört suale cevap vermedikçe hesaptan kurtulamaz:
1- Malını nereden, nasıl kazandı, nereye harcadı?
2- İlmiyle nasıl amel etti?
3- Ömrünü nasıl geçirdi?
4- Bedenini nerede yordu, hırpaladı?)
0 yorum:
Yorum Gönder